Seks Çalışanlarının HIV/AIDS Algısı... NTVMSNBC









ntvmsnbc
01 Aralık. 2009 Salı

Seks çalışanlarının HIV/AIDS algısını anlatan Seyhan Arman, 'Prezervatif kullanmayayım, ücretin iki katını vereyim' diyen erkekler var ama transseksüeller biyolojik kadınlardan daha bilinçli' diyor.


Seks çalışanları ile ilgili çeşitli çalışmalarda yer alan, davranış araştırmalarına katılan Tiyatro oyuncusu, LGBTT ve HIV aktivisti Seyhan Arman’ın seks işçisi kadınların hayatlarına dair gözlemleri hayli çarpıcı.
"Ben seks çalışanı değilim ama onların neler yaşadığını çok iyi biliyorum" diyen transseksüel Seyhan Arman'la seks çalışanlarının sorunlarını, HIV/AIDS'e bakışlarını, virüsten ve hastalıktan korunmak, yayılmasını önlemek için neler yaptıklarını, daha doğrusu neler yapabildiklerini konuştuk.
Duyduklarımız şaşırtıcı, çünkü Arman, seks çalışanı kadınlar arasında prezervatifi bilmeyenlerin olduğunu söylüyor.

'İki Ayda Bir Yapıyorum, Bana Bir şey Olmaz'

“Davranış çalışması yaptığımızda seks çalışanı biyolojik kadınların HIV başta olmak üzere bulaşıcı hastalıklar konusunda daha az bilgiye sahip olduklarını gördüm. Korunma yöntemleri şöyle dursun, bazıları kondomu bile bilmiyor. Bu konuda transseksüeller ve travestiler biyolojik kadınlardan kesinlikle daha bilinçli. Yaşadıkları sorunlar açısından aralarında fazla fark yok çünkü partnerleri erkekler. Türkiye’de erkeklerin genel olarak, ‘atın ölümü arpadan olsun, biz Türk’üz bize birşey olmaz’ gibi yaklaşımlarının veya ‘Evliyim, bu benim için sadece fantezi, iki ayda bir yapıyorum ne olacak’ gibi bahanelerinin olduğunu biliyoruz. Prezervatifi herkesin duymuş olduğunu düşünürüz ama seks işçisi olmasına rağmen adını bile bilmeyen kadınlar var."

'Ücretin iki katını vereyim...'

Arman, seks çalışanlarının zaman zaman bilinçsizliğin ürünü olan riskli tekliflere boyun eğmek zorunda kaldıklarını söylüyor. Bazen çaresizlikten, bazen bilgisizlikten kabul edilen bu tür teklifler HIV/AIDS'in hızla artmasında önemli rol oynuyor.

“Mesela erkek cinsel ilişki öncesinde ‘Sana ücretin iki katını vereyim ama prezarvatif kullanmayalım’ diyor. Kadın da maalesef kabul edebiliyor. Daha önce transseksüeller için de böyleydi ama çalışmalarda sahada akran kullanıldığı için ki bunlardan biri de benim, olayın ciddiyetini daha net anlatabiliyoruz. Daha önceki projelerde mesela seks işçilerinin çıktığı caddeye bir doktor veya görevli gidiyor ve onları HIV/AIDS hakkında bilgilendiriyordu. Ama biz bunun yanlış olduğunu söyledik. Çünkü seks çalışanının o anda başka kaygıları var, para kazanma kaygısı, ‘polis gelecek mi ne yapacağız’ kaygısı var ve siz böyle bir ortamda bir şeyler anlatırken, O sizi dinleyemeyecektir."
Toplumda HIV/AIDS’e gereken önemin verilmediğini belirten Arman, farkındalık çalışmaları ve sosyal sorumluluk projelerinin çok da amacına ulaşmadığı, seslerin yeterince duyulmadığı görüşünde. 

Hep Heteroseksüel İlişkilerden Bahsediliyor

“Kadına şiddet veya okuyamayan kız çocuklarıyla ilgili sosyal sorumluluk projeleri yapıldığı zaman bütün televizyon kanalları yayınlar ama HIV/AIDS ile ilgili bir kampanya veya çalışma belki 1 Aralık Dünya AIDS gününde yayınlanır. Devlet politikası olarak da HIV/AIDS’e gereken önemin verilmediğini görüyoruz. Örneğin, eşcinsellerle, transseksüellerle çalışılıyor ama toplumu bilinçlendirmek için yapılan broşürlerde eşcinseller, transseksüeller yok, hep heteroseksüel ilişkilerden bahsediliyor. Zaten HIV/AIDS eşcinsel hastalığı olarak görülüyor. Bu konuda da çıkmazdayız, bir yandan görmüyoruz, bir yandan görmeye çalışıyoruz, anlatamıyoruz, anlatsak bile sesimizi duyuramıyoruz.”

İsteyerek Yapıldığı Düşünülüyor

Arman’a göre, seks çalışanlarının yaşadığı en önemli sorun aşağılanmak ve bu işi isteyerek yaptıklarının düşünülmesi.
“Özellikle transseksüellik eşittir seks işçiliği gibi algılanıyor. Biyolojik kadınlarda bu böyle değil çünkü kadın bu mahallede seks işçisidir, diğer mahalleye gittiğinde ne olduğu belli değildir. Yaşam alanlarımızın içerisinde dahi seks işçisi gibi davranılıyor. Birey seks işçisi olabilir, bunu yaptığı bir alan vardır ama onun dışında bakkala, markete gittiğinde aynı şekilde davranılması çok yanlış, bu işin isteyerek yapıldığını düşünüyorlar. Önemli sorunlardan biri de polisin tavrı.

Plakalı Araçmışız Gibi Ceza Kesiliyor

Çünkü polis, karşısındaki seks işçisi olduğu için farklı davranma hakkına sahip olduğunu düşünüyor. Transseksüeller için durum daha da vahim. Son dönemlerde transseksüellere sadece yolda yürüdüğü, markette alışveriş yaptığı hatta yaşadığı için bile trafik cezası kesiliyor, sanki plakalı araçmış gibi.

Seks Çalışanı Olup Olmamak Fark Etmiyor

Son dönemlerden’ kastınız ne, Hüseyin Çapkın’ın İstanbul Emniyet Müdürü olmasından sonra ne gibi değişiklikler yaşandı, baskılar arttı mı azaldı mı? diye soruyoruz. Cevaplarında önyargı ve ötekileşmenin yıpratıcı etkisini hissettiren Arman, "Seks çalışanı olsanız da olmasanız da değişen pek bir şey yok" diyor.

Sarışın, Esmer Değil, Öncelikle İnsan

“Tepki artmadı, zaman zaman birilerinin gelip gövde gösterisi yapması hep var. Mesela 1980 sonrasında transseksüeller saçları kesilip trenlerle Eskişehir’e sürgün edildi, ‘hayasızca hareketlerde bulunmak’ diye cezalar kesildi, Hortum Süleyman zamanında hortumun rengi seçilip, o renkte hortumla dövüldüler, hatta öldürüldüler. Yani yeni müdürlerle sadece makyaj değişiyor yoksa değişen bir şey yok. Seks işçisi olup olmamamız durumu ne kadar değiştiriyor onu açıkçası çok iyi bilmiyorum, ben seks işçisi değilim ama ben de onların yaşadığı sorunlarla karşılaşıyorum. Mesela buradan sizinle beraber çıkalım, bana seks çalışanıymışım gibi baktıklarını siz de göreceksiniz. Seks işçisi kadın, sarışın, esmer değil, öncelikle insandır, ne yazık ki bu unutuluyor. Ben Seyhan olarak güçlü bir karakterim, bunu aşabiliyorum ama herkes bu kadar güçlü olmak zorunda değil, olamıyor da."

Seks İşçisi de Ayrımcı Ve Önyargılı

Peki seks çalışanları aralarındaki HIV pozitifleri nasıl algılıyor, onlara nasıl yaklaşıyorlar? Arman’ın anlattıklarından, ayrımcılığın ve ötekileştirmenin seks çalışanları için de geçerli olduğunu, önyargılardan muzdarip olan seks işçilerinin de 'önyargılarından' kurtulamadığı anlaşılıyor.
“Seks işçisinin de HIV pozitif seks işçisine yaptığı şey ayrımcılık. Evet, HIV pozitif diye aynı işyerinde çalıştığımız birini nasıl dışlıyorsak veya ailemizde nasıl istemiyor ve ötekileştirebiliyorsak seks çalışanları için de böyle. HIV pozitif olduğunu bildikleri arkadaşlarına onlar da önyargılı davranabiliyorlar. Önyargılarımız herşeyde olduğu gibi burada da çalışıyor."

Türkiye'de Kadın Olmak...

Son olarak "Türkiye’de kadın olmak" denince aklına ne geldiğini, neler hissettiğini soruyoruz, Arman'ın yorumu:
“Özetle şöyle; bu ülkede kadın olmak zor, transseksüel kadın olmak iki kere zor, transseksüel kadın seks işçisi olmak üç kere zor, transseksüel kadın seks işçisi ve HIV pozitif olmak sayısını bilemediğim kadar zor.”





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder